Gürültünün Altından Duygusal İşler Çıkacak

Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi, kendisi açısından tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.

Nagehan Alçı’nın geziye katılması üzerinden başlayan polemik, kimin kimi dövdüğü belli olmayan bir mahalle kavgasını ateşledi.

Bahse konu gezide basın mensuplarıyla verilen fotoğrafta bir teknik direktör edasıyla kendinden emin ve gevşek duran Murat Ongun tam anlamıyla çuvalladı.

Bir Twitter kullanıcısı, durumu özetleyen şöyle bir tweet attı: “Devirdiğiniz çamları düzeltmekten bıktık. Sırf Atatürk’ün partisi diye koltuğa eşşek otursa oy veren benim gibi milyonlar var. Adam olun peşinizi toplamaktan yorulduk.”

Okumaya devam et

Nuri PAKDİL’den Altı Çizili Cümleler 2

Kentliler, büyük bir doğallıkla, bu yapının önünden, her gün geçip giderler.
Yeryüzünde herkes olduğu yerde donup kalacaktır.
Bir mitralyözden çıkan kurşunları andırır bakışları.
Coşku içinde seviştikleri görülür başakların.
İnsanı yalnızlaştıran sürgün türküleri yakılır yeryüzünde.
Yeryüzünün yorgunluğu geçiyor hepimize.
Mavilik, daha hızlı koşar atlardan.

Okumaya devam et

Çehov’dan Altı Çizili Cümleler

Göğsündeki broş, tıpkı dalgalar arasındaki bir kayık gibi inip çıkıyor.
Ben sizi değil, insanlığın ıstırabını öpüyorum…
Yunanca’dan sınava girmeye hazırlanan Vanya Ortepelev, evdeki tüm kutsal tasvirleri öptü.
Hayat beklenmedik şeylerle o kadar dolu ki…
Tanrı, yalnız sayfiye meraklılarına doğanın güzelliklerini anlama yeteneği vermiştir.
Yegor Semionıç, diktiğimiz her şeyi alıp götürüyor, günahlarını affettirmek için bir yere bağışlıyor.
Sobanın içinde rüzgar ağlıyor, sanki sıcak odaya bırakılmasını istiyormuş gibi, hava deliğinin kapağına vuruyordu.

Okumaya devam et

Nuri Pakdil’den Altı Çizili Cümleler

Kalbimde, yaşarken ölen insanların bedenleri…
Yazı, ezen sınıfı ezmek için yazılır.
Duadan sonra Arş’a en yakın duran, boyun eğmeyen edebiyattır, İblis’e
Silah başına! demek de, “yazı masasına oturup yazı yaz!” demektir.
Yöneticinin gözüne koltuk tozu kaçınca, ulusunu tanıma olanağı yok.
Öyle demez mi Exupery, “İnsan olmak, sorumlu olmanın ta kendisidir.”

Okumaya devam et

Tarkan Markan Hikaye

Hayli uzağındayız
Sanatın ne, sanatçının kim olduğu kadim bir tartışma. Kavram mı belirleyicidir estetik mi? Tasarım mı öncedir duygu mu? Özgünlük mü önce gelir sözcülük mü? Sanat, çok sayıda su götürür tartışmanın konusudur. Hali hazırda sanat olarak adlandırılan, yaşanılanı bir formla çizmek, seslendirmek, yazmak kanaatimce daha çok zanaata yakın. İnsanlığa yeni dünyalar açan sanat ve sanatçının ise hayli uzağındayız.

Okumaya devam et

Korona’yla Birkaç Gün

Pozitifim
Başımı bedenime sonradan yapıştırılmış bir yük gibi hissedince test yaptırdım. Tedbirlere azami riayet ederek önce işyerine gittim. Duramayınca eve döndüm. Bir odada kendimi izole ettim. Perşembeydi.
Testi 11:00 sularında yaptırmıştım. Arka odada yarı uyanık uzanmıştım. Öğleden sonra telefonda tir tir titremeye başlayınca, anladım, pozitifim.

Okumaya devam et

MAL MIYIZ?

İlgi alanına fokuslanmak
Bir iletişim duayeni, kendisine danışanlara blog yazmayı tavsiye ediyor. Blog yazmanın kendini ve serüvenini inşaa ederken önemli olduğunu söylüyor. Kasıt çok okunmak, çok takip edilmek değil. İlgi alanına derinlemesine fokuslanmak, kendini yeniden inşa etme yolculuğunda hem kaynak hem rehber oluşturmak. Geçtiğimiz aylarda bu tavsiyesine denk gelince, yıllar önce başladığım blog serüvenim yeniden canlandırdım.

Okumaya devam et

Cem Yılmaz’ı Aydınlatın

Biraz ödemli
Cem Yılmaz’ı seviyorum. Ata Demirer kadar olmasa da (!) başarılı buluyorum. Hasbi, zeki, gayretli, komik, Türkiye’li, biraz ödemli. Son gösterisinde öyle diyordu, öyleydi. Ayrıca, Ali Koç için yardım toplayacak kadar iyiliksever. Her değerlendirmesinin toplumsal bir karşılığı var. NFT ve Netflix açılımıyla birlikte biraz sanattan biraz sanaldan geçiniyor.

Okumaya devam et