KİM BİLİR?

31 Mart 2024 – 9

İnsanın ürettiği her obje, hareket ve eser temel bir mesaj içerir. Temel mesaj genelde yalnız değildir. Kendisine eşlik eden yan mesajlar vardır. Örneğin: Bir kalkan savunma aracıdır. Kalkanın üzerinde haç varsa yan mesaj Hristiyanlıktır. İnsan bazen temel ve yan mesajlarla yetinmez. Normal insan algı limitlerinin altında kalacak düzeydeki işaretlerle bilinçaltı mesajları üretir. Bunları eserlerine işler. Dünya çapında büyük üne kavuşmuş pek çok sanatçının eserinde subliminal mesajlar yer alır. Bu mesajların keşfine halen çalışılmaktadır. Edirne Selimiye Camii’nde küçük bir sütunda bulunan, Hristiyanlarca kutsal kabul edilen Ters Lale figürünü buna örnek verebiliriz. Hakkari, Van yöresinde yetişen bu çiçeğin Osmanlı’nın en görkemli mimari eserlerinden birinde bir köşeye saklanmasını manidar bir mesaj olarak değerlendirilir. Çünkü Mimar Sinan bir Hristiyan devşirmesidir.

25. KARE

Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler filminde Müslüm Duralmaz karakterinin şöyle bir repliği var:”video ne güzel bir alet değil mi?” Görmediklerimizi o sayede gördük. Yeryüzü maceramızı onunla renklendirdik. “Hareketli Resim Endüstrisi”nin yakıtı film. Bir film kaç kareden oluşur. Tabii 24. Aslında tabii diye bir şey yok. Hareket hissini en iyi bu sayı verdiği için saniyede 24 kare bir standarda dönüşmüş. Te 1920’lerde. Gereken durumlarda daha fazla kare sayısı eskiden de kullanılıyordu şimdi de kullanılıyor. Ama standart 24.
Sinema sektöründe subliminal mesaj oluşturmanın adı olan “25. Kare” bu sayıdan geliyor. 25. Kare 1 saniye içindeki 24 kareye, farkedilmeyen fakat algılanan 1 kare eklenmesine deniyor. Bu karede mesajı veriyorsunuz. İnsanlar görmüyor ama güdüleniyor. Mesaj doğrultusunda harekete geçiyor.

“25. Kare”nin kullanımında, milat 1957 kabul ediliyor. Aslında bu milat sadece pazarlama için kullanımını temsil ediyor. Öncesinde ne var karanlık. Picnic isimli sinema fimine 5 saniyede bir saniyenin 3000’de birine denk gelecek şekilde “Coca Cola İç, Patlamış Mısır Ye” yazan kareler yerleştirilmiş. Filmin gösterildiği sinema salonlarında Cola ve patlamış mısır satışlarında ölçülebilir yüksek artışlar da kayda geçmiş.
Subliminal mesaj oluşturmanın negatif etkileri düşünülerek Amerika’dan başlayarak dünya genelinde 25. Kare yasaklanmış. Ülkemizde de bu metodun kullanılması yasak kapsamında.
Bu yasak metodun kullanılmadığı anlamına gelmiyor. Özellikle yayın mecralarının çoğalması nedeniyle denetimin azaldığı günümüzde metod kullanılmaya devam ediyor.

MODELLENMİŞ SEÇMEN
Subliminal mesajlarla kişileri, kitleleri, milletleri yönlendirmek yeni icad edilmiş bir alet değil. Dünyada aktif odak güçler tarihin her döneminde bu yöntemi kullandılar. Şimdi de kullanıyorlar. Sosyal Medya bu imkanın sınırlarını sınırsız genişletti. Bu sınırın ne kadar genişlediği Cambridge Analytica skandalıyla birlikte gün yüzüne çıktı.

Stratejik İletişim Labaratuvarları (Strategic Communication Laboratories) ifadelerinin kısaltması olan SCL Group sosyal medya kullanıcılarının, arayış, beğeni, paylaşım hareketlerini inceleyip psikolojiden de istifade ederek statejik iletişimle kitlelere yön veriyordu. Kendilerini Küresel Seçim Yönetim Ajansı olarak tanımlıyorlardı. Askeri ve terörle mücadele ! kampanyaları da ilgi alanlarına giriyordu.
Romanya, Meksika, İtalya, Güney Afrika, Arnavutluk, Malezya, Nijerya, Hindistan, Brezilya, Letonya, Kenya, Kolombiya, Endonezya, Avustralya ve Çin gibi birçok ülkede siyasi kampanyalarda aktif görev almışlardı. ABD ve İngiltere’de seçime yönelik faaliyetleri olmasa belki de varlıklarını hiç bilmeyecektik.

2016 yılında şirketin CEO’su Alexander Nix şöyle diyor: “Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde her bireyin dört ya da beş bine yakın veri noktası var… Bu yüzden ABD’deki her yetişkinin kişiliğini, yaklaşık 230 milyon kişiyi modelliyoruz.”
Yani sosyal medya aktiviteleri üzerinden herkesi herkesten iyi biliyorlardı. Zaaflarını, kıskançlıklarını, hayallerini… sömürüyor, her bir kullanıcıya özel mesaj üreterek onları istedikleri gibi yönlendirebiliyorlardı. Yönlendirilen kişi tıpkı 25. Kare’de olduğu gibi ne olduğunu bilmeden onların istediği gibi davranıyordu.

Geliştirdikleri metotla Facebook üzerinden kullanıcı bilgilerini elde etmişlerdi. Operasyonlarını bu kullanıcı bilgilerinin psiko – sosyal analizi üzerine kuruyorlardı. Sonuç alıyorlardı. Sobelendiklerinde şirketi kapattılar. Facebook CEO’su Amerika Kongresi’nde ifade verdi. 5 milyar dolar cezaya çarptırıldı. İşe bakın ki projenin sorumlularıyla ilgili herhangi bir tutuklama haberine rastlamıyoruz. Bir kısıtlama, yasaklama bahsi de yok ortada. Haberlere göre şirket yetkilileri yeni şirketleriyle yollarına devam ediyorlar. Amerika ve İngiltere dışında her yerde faaliyetlerine devam ettiklerinden emin olabilirsiniz. Data Propria ve Auspex International’in bu kapsamda kurulan şirketlerden ikisi olduğu iddia ediliyor.

Cambridge Analytica, “psikografik analiz” yaparak, “veri geliştirme ve kitle segmentasyon teknikleri” kullanıp kilit kitleleri harekete geçirerek hedefine ulaşıyordu. Bu yolun yolcuları aynı yoldan yürümeye devam ediyorlar. Üretilen mesajlarla kişinin kendisinin bile bilmediği özellikleri istismar edilerek. bilmediği şeylerden nefret etmesi, bilmediği şeylere muhabbet beslemesi, farkında olmadan kararlar vermesi sağlanıyor.

Hiç bir deneyimi, hiçbir hatırası olmadığı halde bazı gençlerin Erdoğan’a olan mesafesinde, AK Partililerin bile AK Partili olduğunu söylemekten neredeyse çekinmesinde muhtelif mecralarda üretilen subliminal mesajların büyük etkisi var.

3 KAHRAMAN
İstanbul seçimlerinin bir kahramanı yok 3 kahramanı var. Biri Ekrem İmamoğlu, biri Necati Özkan biri Murat Ongun. Biri müteahhit ikisi iletişimci. İmamoğlu zeki bir yatırımcı. Murat Ongun mahir bir iletişim yöneticisi. Necati Özkan ise bir iletişim gurusu.

CHP’nin kampanyasının mimarı olan Özkan kampanyanın gözle görülür kısmında başarılı bir iş çıkardı. Yukarıda saydığım iletişim tekniklerini kullanmak için de “yeter”den daha fazla donanımlı.
Kara Harp Okulu’nda okumuş kampanya ve strateji bilinci gelişmiş olmalı. Hukuk ve İşletme Öğrenimi bilincini bir ürüne dönüştürmeye katkı sunmuş. Çok sayıda ülkede yönettiği kampanyalarla dışarıdan enerji alma yetenekleri gelişmiş. 25’ten fazla ülkede strateji ve seçim kampanyası dersleri vermiş, bunun için kendisini sürekli yeni tutması şart. Diyalog International Netwok ve Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği Başkanlıklarıyla ağ gücünün farkında. Yapması gereken hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır. Çünkü işini bilerek yapmış.

KİM BİLİR?
Bu arada Open AI Chat GPT’yi eğitmekte Youtube videolarından faydalanmış. Diğer yapay zeka uygulamaları da benzer kaynaklardan beslenerek büyüyor. Bir dahaki seçime kadar epey bir mesafe kat etmiş olacaklar. Seçmen kararını bugün ellerinde bulunanlarla yapaylaştırmayı başaran iletişim uzmanları, önümüzdeki seçimde neler neler yapacaklar kim bilir? Kimse bilmez. Ama bir husus kesin, o gün de işini bilerek yapanlar kazanacak.

KİM BİLİR?” üzerine bir yorum

Yorum bırakın