Osmanlıca Sarışın Çekik Gözlülerin İşi

(Aralık 8, 2014 baydaroglu.blog.com)

undefined

Risaele-i Nur’u Osmanlıca’sından okuma gibi bir sevdaya kapılmıştım.
Zannımca daha orijinal daha yahşi olacaktı.
Kuyubaşı’nda bir ağabey vardı.
Mücahit ağabey.
Gel öğreteyim dedi. Bir gün gittim.
15 dakika kadar harfleri gösterdi.
Bir iki kısa metni beraber okuduk.
Bir sonraki haftaya randevulaştık.

Bir sonraki hafta gitmedim. İşin peşini bıraktığımdan değil.
Kendi başıma öğrendim işte.
Matbu olan metinleri okumaya başlamıştım.
Lakin bir şaşkınlık yaşadığımı itiraf etmek zorundayım.
O da ben Osmanlıca diye bir dil bekliyordum.
Çıka çıka yine Türkçe çıkmıştı.
Maalesef bir yabancı dil öğrenememiştim.
Cahil cesareti hemen araştırmacılığa soyundum.
O sıralar Pendik Gazetesi, Pendik Rehberi diye bir çalışma hazırlıyordu.
Pendik’in geçmişini araştırma işini üzerime aldım.
Cağaloğlu’ndaki Osmanlı Arşivleri’nden bir kart çıkardım.
Bir ay kadar Arşive gidip geldim.
Yüzlerce binlerce evrak taradım.
Hepsini tamam anladığımı söyleyemem ama %20’ye yakın anlamıştım.
Pendikle ilgili hiç bilmediğim hikayelere de vakıf olmuştum.
Arşivde en dikkat çekici olan şey, Japonlar, ecnebiler, sarışın mavi gözlüler vs… idi.
Garip olan ise benim de en az onlar kadar yabancı olmamdı.
Sene 92’ydi…
Halen yabancı kalalım istiyorlar.
Onunçün karşılar arap harfleriyle yazılan Türkçeyi öğrenmemize.
Bu işler bize lüks diyorlar.
Sarışın çekik gözlü efendilerin işine bulaşmamak lazım diyorlar.

Yorum bırakın