Safranbolu ve Kalp

(Şubat 10, 2020 baytarisak.blogspot.com)

undefined

O Safranbol’u çok sever. Daha ufakken 5 falan, öyle derdi. Şimdi artık %20 daha büyük. Okula gidiyor. Okuyor, yazıyor. Safranbol değil Safranbolu diyor. 
Karnesi’nde her şey Pekiyi’ydi. Her akşam babasına masal okuyordu. Ağır işçilik yapıyor, çok emek veriyordu. Babasından sözü almıştı. Ödülü yine Safranbolu’ydu. 

2 haftalık sömestir tatilinde Cumartesi sabahtan gidip Pazar akşamdan dönüvereceklerdi. Olmadı.İlk hafta babası hastalandı. Olsun, sonra gideriz dedi. İkinci hafta bu sefer işler sıkıştı. Hafta sonu doluydu yine olmadı. Yine olsundu. Akıllı ve düşünceliydi. 
Tatil bitti okul başladı. O hafta Cuma günü aldı haberi. Sabah erken kalkıp yola çıkacaklardı. Seve seve yattı, uça uça kalktı. Hayata dair dersleri yola çıkar çıkmaz başladı. Arabada yarım saat uykusunun gelmesi için kafiydi aslında. Ama kararlıydı, uyumayacaktı. 
Karın aslında su olduğunu… Tabelalarda ne yazdığını…  Dikkatsiz şoförleri “baba bi şey diyicem” cümleleriyle başlayıp anlatadurdu… Hem annesine hem babasına arada bir eliyle sevgi veriyordu. Sevdiği bir yere gidilirken kıskançlık olsun istemiyordu. Annesi bazen çok konuşuyor, babasının sabrını çorba gibi taşırıyordu ama olsun onu yine de seviyordu.
Önce Yörük Köyüne gitmek istedi. Yörük köyünü sevdiğinden sandılar. Ondan değilmiş. Yörük Köyü’nden yol daha kısa sürüyormuş. Köyde kediyi besleyip gözlemeyi mideye indirdikten sonra, hadi gidelim diye başladı. Gittiler.
Hava kararmış Safranbolu’nun beyaz evleri kardan şapkalar giymişlerdi. Bir yere kadar arabayla gittiler. Kalacakları eve tırmanamayınca arabayı düze park ettiler. Ahşap tıkırtıları eşliğinde odaya yerleşip, kendilerini dışarı attılar. Annesine söz vermişti. İstemeyerek de olsa hamama gidecekti. Cinci Hanın hamamında aldılar soluğu. 
Göbek taşına sırtüstü yatmış kubbeyi seyretmiş sürekli. Günlüğüne yazarken; kubbenin yuvarlak gözeneklerini; “dolunaylar” diye tasvir etmişti.Hamamdan çıktığında; aslında baba bana teşekkür etmelisiniz diyordu. Onun sayesinde Safranbolu’yu ve karı görmüşlerdi. Teşekkür etti babası.
Günlüğünün son cümlesi: Safranbolu ve kalp şekliydi. Sabah erken kalktılar. Soğuktan tenha kalmış sokakları dolaştılar. Çok güzeldi her şey. Arabaya binince uykuya direnmedi. İstanbul’a vardığında uyandı. 

Yorum bırakın