Cemreniz Olsun

Kor ateş. Hayat ateşi.
Cemre önce havaya ardından suya son olarak toprağa düşer.
Yeniden diriliş başlar, yeni umutlar.
Can, renk renk sükun eder yattığı yerden.
Yeryüzü şenlenir.

Kedilerin cıvıltısı kuşların cıvıltısıyla yarışır.
Bu günlerde hava davetkar, su davetkar, toprak davetkar.
Ne kadar mitoloji ne kadar meteoroloji başka bir bahis.
Haza yeniden diriliştir cemreler.
Türk, Kürt, Arap, Fars, Moğol, Grek kürenin bu tarafında insanlar, aynı heyecanı birlikte yaşarlar.
Sohbet, şölen, umut yükselir her bir köşeden.
Yeryüzüne insanın düştüğü bir takvim değil, yeryüzünün takvimi işler, samimi, tarafsız, saf.
Cemre, Hıdrellez ve Nevruz ile aynı soydan.
Onlar kadar bağımsız insan eliyle yazılmış takvimlerden.
İnsan, kaderinin ottan, hayvandan, havadan, sudan, topraktan ayrı olmadığını anlar.
Hayatın olmazlarıyla ahdini yeniler, tekrar unutuncaya kadar.
Cemre ateşten gelir, topraktan yükselen buhara da denir.
Hayatla alakası olan her ne varsa, onun bir yerindedir.
Boy boy ekinlere, renk renk çiçeklere, sımsıcak heyecanlara can suyu bu günlerdir.
Sonra insan eline düşer hasat.
İnsan eskitir renkleri, tüketir bereketi, kirletir dirilişi.
Vazgeçmez cemre, her yıl aynı heyecanla tekrar düşer dünyaya.
Yalancı bahar müjdecilerini bir yana bırakın.
Pencerelerinizi açın, sokağa çıkın, kırlara gidin…
Cemre’yi içinizde yaşayın.
Cemreniz olsun.

Yorum bırakın