Korona’yla Birkaç Gün

Pozitifim
Başımı bedenime sonradan yapıştırılmış bir yük gibi hissedince test yaptırdım. Tedbirlere azami riayet ederek önce işyerine gittim. Duramayınca eve döndüm. Bir odada kendimi izole ettim. Perşembeydi.
Testi 11:00 sularında yaptırmıştım. Arka odada yarı uyanık uzanmıştım. Öğleden sonra telefonda tir tir titremeye başlayınca, anladım, pozitifim.

Okumaya devam et

Salgının Almancası

(Mart 30, 2020 baytarisak.blogspot.com)

undefined

“Tanrı karıncayı yok etmek isteyince, ona kanat takar.”
Alman Atasözü

JAPON OLSAN SELAM DURURSUN
Bilgiyi tasnif edip kullanma, dosyalamada Almanların üzerine yok. Kendilerine kelepir avcısı da deniyor. Fırsat ürünlerini seviyorlar, takip ediyorlar.Farklı yerleri görmeyi, gezmeyi ezelden beri seviyorlar. Kişisel varlıklarını hobilerinde inşaa ediyorlar. Kahir ekseriyetinin bir hobisi var.

Okumaya devam et

Bütün Dünya Kadıköy Sanki

(Mart 11, 2020 baytarisak.blogspot.com)

undefined

Çarşamba.
13 Mart 2020.
Saat 19:09.
Bütün dünyada Covid-19 ile enfekte olmuş insan sayısı 119.248.
Dünyanın 7 ikliminde müthiş bir panik var.
Yapraklar olağanüstü kıpırdasa Kadıköylüler market raflarını boşaltır.
Bütün dünya Kadıköy sanki.
İstanbul’da kolonya bulmak bir şans, bir fırsat gibi. 
Kadıköy’de çoktan imkansız.
Toplu taşım araçları boşalıyor.
Trafik; aracı olup da kullanmayanların tek kişilik seyahatleriyle kilit.
Papa, Hamaney, Merkel, Trump, Erdoğan…

Okumaya devam et

Takmıyoruz

(Şubat 21, 2020 baytarisak.blogspot.com)

undefined

Korona. İdlib. Şehitler. Mülteciler. Rusya. Kudüs. Filistin. Ekonomik dar boğaz. Alman Irkçıları. Deprem. Uçak kazaları. Kahtı Rical.

Her taraf herkesi allak bullak edecek olaylarla dolu. 
Ama çok umurumuzda değil.
Atakan’ı takip ediyoruz.
Survivor izliyoruz. 
Reynmenle coşuyoruz.
Kayak yapıyoruz.
Küfür ediyoruz.
…. 
Takmıyoruz. 
Yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız…  bir şeyler üzerimizde anti depresan etkisi yapıyor.

Doktorumuz ne ya da kim bilmiyorum ama iyi ki var. Olmasa halimiz haraptı. Fıkra gibi geçinip gidiyoruz.

Kafama takmıyorum

Mesleğe yeni başlayan genç doktor ilk kez göreve başlayacağı memleketi Trabzon’a doğru yola çıkmış.

Gelen hastalara doğru teşhisi yapabilecek miyim, doğru ilacı yazabilecek miyim diye heyecandan yerinde duramıyormuş.
Görev yapacağı köyün sağlık ocağına gitmiş yerleşmiş.
Ertesi gün hastalarını beklemeye başlamış.
İlk hastası yaşlı Temel gelmiş.
Tanıdığı birini görünce mutlu olmuş genç doktor.
Kısa bir sohbetten sonra Temel’i muayene etmiş, şikayetlerini dinlemiş.
Temel ishal olduğunu tuvaletten çıkamadığını anlatmış.
Genç doktor ilacı yazacak ama ilk günün heyecanıyla ilacın ismi bir türlü aklına gelmemiş.
Yanlışlıkla depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç yazmış.
Bu ilaç kullanan kişinin mutlu olmasını hiç bir şeyi kafasına takmamasını sağlıyormuş.
Aradan bir süre geçtikten sonra Temel’i merak edip köyün kahvesine gitmiş.
Bakmış Temel kahvehanedekileri gülmekten kırıp geçiriyor.
Şakalar, fıkralar, komiklikler…
Temelin yanına gidip sormuş;
-Temel emice, ishal durumun nasıl?
– İshalim eskisi gibi uşağım.
 Her yerimi bok götürüyor ama hiiç kafama takmayrum!